Bu günler geçer gider


Bu günler geçer gider.
Zamanla yaralar kapanır.
Sadece geride bir tek sen,
Bir de yaşadığın anılar kalır.
Kendinle baş başa kalırsın.

Yıllar nasıl geçer anlayamazsın.
Yavaş yavaş saçlarına ak düşer.
Yorgun omuzların çöker.
Artık gözlerin uzakları seçemez.
Koca bir çınar gibi yaşlanırsın.

Hayatı birlikte yaşadığın,
Üzüntülerini, sevinçlerini paylaştığın,
Sana yakın olduğuna inandığın,
Dostların, arkadaşların,
Zamanla kaybolup giderler.

Günahlarınla, sevaplarınla,
Yapayalnız kalırsan bu dünyada,
Hiç şaşırma!
Bir gün gerçekler yakana yapışır,
Kendinle yüzleşirsin.
Hiçbir yere kaçamazsın.

Yolun sonu görünür.
Ansızın yaprak dökümü başlar.
Artık toprakla buluşma vakti gelir.
Geride bıraktığın acı,
Daha çok tazedir.
Biraz zaman geçmesi gerekir.

Önce yakınların seni unutur.
Sonra gözünden sakındığın,
Çocukların, hayat arkadaşın,
Birer birer unuturlar seni,
Bir zamanlar,
Sende unutmuştun sevdiklerini.

Aradan uzunca bir zaman geçer.
Yıllar, mevsimler geride kalır.
Soluk bir fotoğraf karesinde,
Bir ara akıllara gelir,
Belki yâd edilirsin.

Henüz zaman tükenmeden,
Zamanın kıymetini anlayabilsen,
Ben çok geç anladım.
Benim gibi hataların olmasın,
Kaybolmasın güzel yılların.

Çeyrek asır geçtikten sonra,
Pek bir şey kalmayacak geriye.
Sakın unutma!
Öncekilerden ne kaldıysa,
Senden de o kalacak geriye.

Yorgun, uykusuz gözlerle,
Çok uzaklara dalıp,
Kendi kendine iç çeksen,
İsyan etsen de geçmişine,
Kaybolan yılların geri gelmeyecek.

Kırılan, incinen kalpler,
Karşılıksız aşklar,
Kara sevdalar,
Vefasız dostluklar,
Tüm bu yaşananlar için,
Sence üzülmeğe değer mi?

Artık bu vakitten sonra,
Ne derdin olsun ne tasan,
Rüzgar gibi geçiyor zaman.
Tüm acıların geçmişte kalsın.
Kimse seni hayattan koparmasın.

Bak hayat çok güzel!
Yaşamaktan keyif almalısın.
Mutlu olmak senin de hakkın.
Hayatın tadını çıkar!
Mutluluktan vazgeçme sakın.

Mustafa Kaynak, 07 Mayıs 2024

Bayrak


Adına büyük destanlar yazıldı.
Al rengin kızıl kanla boyandı.
Uğruna kurban oldu canlar.
İçin rahat olsun!
Sırada daha binlerce yiğit var.

Ey nazlı hilal!
Yıldızım seninle parlasın.
Birlikte yazıldı alın yazın.
Sen rüzgârla dalgalandıkça,
Asla yere eğilmez başım.

Sen benim şanlı tarihim,
Göz bebeğim, her şeyimsin.
Ocağımın tüten ateşi, direğisin.
Selam olsun sana.
Baş koyduk senin kutlu yoluna.

Bu can bu bedende nefes aldıkça,
Kimse el uzatamaz al bayrağıma,
Demir zincire vurulsa da bilekler,
Sana and olsun!
Kırılır bayrağıma uzanan kirli eller.

Dalgalan ey şanlı al bayrak!
Üzerinde durduğun aziz toprak,
Şehit kanlarıyla sulandı.
Töremiz bin yıldır bozulmadı.
Can verilir, asla verilmez sancak!

Bu can toprağa düşmeden,
Tek bir dileğim var senden.
Yanında verirsem son nefesimi,
Üzerimde dalgalansın gölgen.
Sarsın, kucaklasın tüm bedenimi.

Mustafa Kaynak, 30 Nisan 2024

23 Nisan


Sevinin, koşun çocuklar.
Bugün size bayram var.
Atamız’dan en büyük armağan,
Hepinize kutlu olsun 23 Nisan.

Gündüz başlasın zafer alayı.
Gece boyu sürsün fener alayı.
Minik ellerde Türk Bayrakları,
Kutlayalım bu güzel bayramı.

Gülün, eğlenin, tutuşun el ele.
Şarkılar, marşlar söyleyin birlikte.
Sevinmek en doğal hakkınız.
Bugün sizin mutlu bayramınız.

Yarınlar sizin güzel ellerinizde.
Vatan aşkı eksilmesin kalbinizde.
Ay yıldız emanet her birinize.
Özgürce dalgalansın mavi göklerde.

Mustafa Kaynak, 23 Nisan 2024

La Dolce Vita


Sonbaharın izi var,
Rengi var ruhumuzda.
Biraz hüzünlüyüz.
Geride kaldı çılgın yaz.
Artık biz Eylül’üz.

Uzan çimenlere sere serpe.
Kaldır başını gökyüzüne.
Sıcacık kuru yapraklar,
Sarsın tüm bedenini.
Öylece kal, kapat gözlerini.

Mutlu olmak istiyorsan,
Bir dilek tut içinden.
Umutların gerçek olsun.
Sevinç çığlıkların,
Her yerde duyulsun.

Eylül’e veda ederken,
Sen hiç üzülme.
Geçen zamanı düşünme.
Mayıs’ta yine beraberiz.
Kendine dert etme!

Mutluluktan sarhoş olurcasına,
Hayatın tadını çıkar.
Zamanı doyasıya yaşa.
Sımsıkı sarıl hayata.
La Dolce Vita.

Mustafa Kaynak, 18 Nisan 2024

Not: Bu şiirimin bazı sözleri kadim dostum sevgili Aydan Atmaca’dan alıntı yapılarak yazılmıştır.

 

Dost kalmak


Sen hiç en yakınındaki kişiye,
Hayatına renk katacağına inandığın,
Gülünce yüzünde güller açan,
Hayat dolu bir arkadaşının,
Gözlerine bakarak,
“Seni seviyorum” diyebilir misin?

Göz göze geldiğinde,
İşte o an konuşamaz olursun.
Adeta dilin tutulur.
Sözcükler boğazında düğümlenir.
Duygularını kalbine gömersin.
Benim gömdüğüm gibi.
Yine kendini suçlar, isyan edersin.

Eli eline değmeden,
Elinde sıcaklığını hissettiğini,
Nefesi nefesine değmeden,
Nefesini içinde hissettiğini,
Her bahar yolunu gözlediğini,
Ona anlatabilir misin?

“Seni seviyorum” demek için,
Saatlerce havadan sudan konuşup,
Bir türlü konuya giremeden,
Zamanı boşa harcayıp,
Ayrılık vakti gelip çattığında,
Vedalaşmanın acısını hissedebilir misin?

Buluşmaya giderken,
Kırmızı gülleri sevdiğini bildiğin halde,
Bir demet gül alamamanın,
Baş başa konuştuğun halde,
Duygularını içine atmanın,
Yüreğine verdiği ızdırabı anlayabilir misin?

Onunla bir araya gelmenin,
En acı yanı ne biliyor musun?
Seni hep arkadaş olarak görmesi.
Ona nefes kadar yakınken,
Gözlerinin içine bakıp,
Aşkını itiraf edemeden,
Zamanın çabucak geçmesi.

Benim için en önemlisi,
Sevgili olmak yerine,
Onu tamamen kaybetmektense,
İki vefalı dost gibi,
Sonsuza dek birlikte,
Hep arkadaş kalabilmeli.

Yıllar, mevsimler geçse de,
Ona olan aşkım hiç bitmeyecek.
Sadece bir arkadaş gibi,
Sevgimi kalbinde hissedecek.
Duygularımı asla bilmeyecek.
Belki de tüm sırlarım,
Benimle birlikte toprağa gömülecek.

Mustafa Kaynak, 20 Aralık 2022

Yurduma bahar gelecek


Yine zemheri mevsimi.
Acımasız kış çabuk geldi.
Gökyüzünde kurşuni bulutlar.
Yüreğim gurbette kan ağlar.

Memleket içten içe yanar.
Her yeri kapladı kara bulutlar.
Analar, bacılar, çocuklar.
Herkes haline ağlar.

Yıllardır hep aynı çile.
Tezgah kurulmuş bir kere.
Esir olduk kirli bir düzene.
Gel de anlat derdini millete.

Böyle gelmiş böyle gider deme.
Gelecek umutlarını kaybetme.
Belki çiçekler yeniden açar.
Yurdumu taze bir bahar kaplar.

Ne varsa senin elindedir.
İstersen dağlar önünde eğilir.
Bu vatan sana emanettir.
İstikbal kendi ellerindedir.

Yüreğinin sesini iyi dinle.
Bu vatan emanet bizlere.
Ümitsizliğe düşsen de,
Asla yolundan dönme!

Mustafa Kaynak 23 Aralık 2023

Yıldızlar kadar uzaksın


Hırçın dalgalar içinde,
Başa baş savaşıyorum.
Serseri bir mayın gibi,
Uzak ufuklara doğru,
Sürüklenip gidiyorum.

Denizde çırpınırken,
Dalgalar vuruyor yüzüme.
Dört bir yana savruldum.
Bir umut doğdu içime.
Uzandı ellerim gökyüzüne.

Çok uzaklarda olsam da,
Bir nefes kadar yakınım.
Sen hep uzaklardasın.
Seslensem beni duymazsın.
Yıldızlar kadar uzaksın.

Sessiz çığlıklarım,
Denizde yankılanıyor.
Taş duvarlara çarparken,
Yaşlı bir deniz feneri,
Bana el uzatıyor.

Gökyüzü kucak açtı.
Yıldızlar yüzüme yağıyor.
İçimde son bir umutla,
Yeniden tutundum hayata.
Başladım nefes almaya.

Sonunda güzel oldu.
Hırçın deniz duruldu.
Yakamozlar parlıyor.
Işıl ışıl gözlerin,
Yüzüme nur saçıyor.

Ömrümün son yılları,
Seninle geçsin isterim.
Ne kara kışı ne yazı,
Değişmem bin bahara,
Birlikte geçen tek baharı.

Mustafa Kaynak, 05 Aralık 2023

İçimde fırtınalar kopuyor


Bir hazan mevsimi daha geçiyor.
Yine hüzünlüyüm bu gece.
Karanlık gecemin sessiz çığlıkları,
Kaldırımların taş bağrına vuruyor.
Boş sokaklarda ağır ağır yürüyorum.

Sokak lambaları yanıp sönüyor.
Rüzgar ağaçların dallarını sallıyor.
Bir yaprak daha düştü yere sessizce.
Bir can daha eksildi bedende.
Yine de benim gibi ümitsiz değiller.

Gelecek bahar tekrar gülecekler.
Dallarda yeşerip göğe yükselecekler.
Benim gibi hayata küsmeyecekler.
Ben yaz baharı çoktan unuttum.
Uzun zamandır uğramaz oldu.

Yağmur yağmaya başladı.
İçimde fırtınalar kopuyor.
Bu gece çok uzun geçecek.
Sırılsıklam ıslanmaya razıyım.
Yeter ki sen yağmurla gel.

Kurşuni renkler kapladı göğü.
Kara bulutlar yürüyor üzerime.
Hayalin gözlerimin önünde.
Hasret yanık bir türkü içimde.
Ne olur beni yalnızlığa terk etme!

Mustafa Kaynak, 30 Kasım 2023

Kirlenmemiş dostluklar arıyorum

Bugün sonbaharın son günü.
Biraz önce bitti romanım.
Doğmayan güneşli günlere,
Dönüyorum soğuk gecelere.

Burada kara kış sert geçer.
Soğuktan ellerim hep çatlar.
Hiçbir şey vefasızlık kadar,
Ne can acıtır ne can yakar.

Hayat beni çok yordu.
Rüzgar dört bir yana savurdu.
Güneşsiz gökyüzüne alıştım.
Neyse ki hâlâ ayaktayım.

Görmedim bir gün yüzü.
Yaşadıklarım beni çok üzdü.
Zaten vefasızlığa alışmıştım.
Zararı yok buna da alışırım.

Hep ağır yükler taşıdım.
Kimseye yaranamadım.
Çöktü yorgun omuzlarım,
Ağardı tüm saçlarım.

Rüzgar gibi geçti ömrüm.
Tükendi mevsimler, aylar.
Boşa geçen onca yıllar.
Geride kalan acı hatıralar.

Gözlerimi yummak istiyorum.
Çocukluk yıllarımı özlüyorum.
Masum, saf duygularla,
Kirlenmemiş dostluklar arıyorum.

Mustafa Kaynak, 30 Kasım 2023

Canım öğretmenim


Seni anmadan geçmek,
Büyük vefasızlık olurdu.
Seni anlatmadan geçmek,
Kendimi inkar etmek olurdu.

Sınıfa girerdin güler yüzle,
Gözlerim kalırdı sende.
Bütün gün boyu saatlerce,
Seni dinlerdim pür dikkatle.

Yolumu sen aydınlattın.
Parlayan bir ışık gibi.
Güneş yanında nokta,
Yıldızlar virgül kalırdı sanki.

Toprakta bir tohumdum.
Önce genç bir fidan,
Sonra bir çınar oldum.
Seninle aydınlandı yolum.

Verdiğin emeğin karşılığını,
Hiçbir zaman ödeyemem.
Bilmem sana ne söylesem,
Hakkını asla ödeyemem.

Ancak sana bir şiir yazdım.
Onu sana armağan ederim.
Saygıyla ellerinden öperim.
Biricik canım öğretmenim.

Mustafa Kaynak, 24 Kasım 2017

Not: “Mayıs” şiir kitabımdan “Canım Öğretmenim” şiirimden kısa alıntı.